olmak Turkish - Polish
1.
-
Turkishitibarını kaybetmek, mahçup olmak, saygınlığını yitirmek, yüzü kalmamak
2.
-
Polishpilnować
-
Turkishgöz kulak olmak, bakmak, gözetmek
3.
-
Turkishayırdında qualifier
-
Turkishayırdında qualifier
4.
-
Turkishsağlamak, garantiye almak, emin olmak
5.
-
Polishwydarzać się, wydarzyć się
-
Turkisholmak
-
Turkisholmak
-
Polishwystępować
-
Turkish(bir yerde) hazır olmak
6.
-
Polishmarzyć
-
Turkishhayali olmak, ummak
7.
-
Turkishörnek olmak, örneklemek
8.
9.
-
Polishmieć
-
Turkishsahip olmak , usually expressed with expressions: "benim ...(I)m var" - I have, "senin ...(I)n var" - you have , etc.
10.
-
Turkishhastalanmak, hasta olmak
11.
-
Turkishdünyaları ben yarattım havasında olmak, büyüklenmek, büyüklük taslamak
12.
-
Polishgraniczyć
-
Turkishsınırdaş olmak
13.
-
Turkishdüzgün davranmak, terbiyeli davranmak, görgülü davranmak, terbiyeli olmak, terbiyesini takınmak, edebini takınmak
14.
-
Turkishneden olmak, sebep olmak, yol açmak
15.
-
Polishubezpieczyć, zabezpieczyć
-
Turkish(birinin zararına) kefil olmak, dokunulmazlık vermek, korumak, teminat vermek
16.
-
Turkishlbahçe l
17.
-
Polishpodsłuchać, podsłuchiwać, przypadkowo usłyszeć
-
Turkishkulak misafiri olmak
18.
-
Polishopiekować się
-
Turkishgöz kulak olmak, bakmak
19.
-
Polishmieć dług, być winny, winić
-
Turkishborçlu olmak
20.
-
Turkishpişman olmak
-
Turkishpişman olmak
-
Turkishpişman olmak
21.
-
Polishwywoływać, wzniecać
-
Turkishneden olmak
22.
-
Turkishhayran olmak
23.
-
Turkishneden olmak, sebep olmak, yol açmak
24.
25.
-
Turkishmani olmak, önlemek
26.
-
Turkishbedbin olmak, umut kesmek, ümidini kaybetmek
27.
-
Turkishhâkim olmak
28.
-
Turkishteslim olmak
29.
-
Turkishalâmet olmak, delâlet etmek, (lkötüye)
30.
-
Turkishgelecek olan, gelen, olmak üzere olan, yaklaşan
31.
-
Polishnależeć
-
Turkishâit olmak, ilgili olmak, mahsus olmak
-
Polishodnosić się
-
Turkishuygun olmak, uymak
32.
-
Polishmusieć
-
Turkish-meli, -malı, lazım olmak, gerek olmak
33.
-
Turkishyoksun olmak
34.
-
Polishdegenerować się
-
Turkishdejenere olmak, yozlaşmak, bozulmak, soysuzlaşmak
35.
36.
-
Turkishengel olmak, menetmek, yasaklamak
37.
-
Turkishbiçimlenmek, gelişmek, qualifiertr
38.
-
Polishzakochać się
-
Turkishaşık olmak
39.
-
Turkishbağlantılı olmak, tutarlı olmak, uyuşmak
40.
-
Turkishkendini vermek, teslim olmak, boyun eğmek, yenik düşmek
41.
-
Turkishhavasında olmak
42.
-
Polishsprzeciwiać się
-
Turkishkarşı çıkmak, itirazı olmak
43.
-
Turkishqualifiertrtr
44.
-
Polishposiadać
-
Turkishsahip olmak, malik olmak
45.
-
Turkishberbat olmak
46.
-
Turkisholmak, gelmek
47.
-
Turkishneden olmak, sebep olmak, yol açmak
48.
-
Turkisholmak, gelmek
49.
-
Polishkosztować
-
Turkishfiyatı olmak
50.
-
Turkishlbahçe l
51.
-
Turkishhasta olmak, hastalikli, çekmek
-
Turkishbeter olmak
52.
-
Polishdoceniać
-
Turkishmüteşekkir olmak, teşekkür borçlu olmak
53.
-
Turkishlbahçe l
54.
-
Turkisholmak
55.
-
Polishpotrzebować
-
Turkishgereksinmek, gereksinim duymak, gereksinimi olmak, ihtiyaç duymak, ihtiyacı olmak, lazım olmak,
-
Turkishzorunda olmak, lazım olmak, gerekmek, -meli, -malı
56.
-
Turkishuymak, uyum sağlamak, adapte olmak
57.
-
Turkishmeşgul olmak
58.
-
Turkisholmak
59.
-
Turkisholmak
60.
-
Polishobrzezać, obrzezywać
-
Turkishsünnet etmek qualifier
61.
-
Polishwynikać, następować
-
Turkishardından gelmek, doğmak, izlemek, sonradan gelmek, sonucu olmak, takip etmek
62.
-
Turkisholmak, gerçekleşmek, dönmek
63.
-
Turkisholmak
English translator: Turkish Polish olmak Eesti sõnaraamat Español Traductor Svenska Översättare