<>

olmak Turkish - French

1.

  • Frenchperdre la face

  • Turkishitibarını kaybetmek, mahçup olmak, saygınlığını yitirmek, yüzü kalmamak


2.

  • Frenchsurveiller

  • Turkishgöz kulak olmak, bakmak, gözetmek


3.


4.

  • Frenchassurer

  • Turkishsağlamak, garantiye almak, emin olmak


5.


6.

  • Frenchrêver, souhaiter

  • Turkishhayali olmak, ummak


7.


8.


9.

  • Frenchavoir

  • Turkishsahip olmak , usually expressed with expressions: "benim ...(I)m var" - I have, "senin ...(I)n var" - you have , etc.


10.


11.

  • Turkishdünyaları ben yarattım havasında olmak, büyüklenmek, büyüklük taslamak


12.


13.

  • Turkishdüzgün davranmak, terbiyeli davranmak, görgülü davranmak, terbiyeli olmak, terbiyesini takınmak, edebini takınmak


14.

  • Turkishneden olmak, sebep olmak, yol açmak


15.

  • Turkish(birinin zararına) kefil olmak, dokunulmazlık vermek, korumak, teminat vermek


16.


17.


18.


19.


20.


21.


22.


23.

  • Turkishneden olmak, sebep olmak, yol açmak


24.

  • Frenchêtre

  • Turkishbulunmak, olmak


  • Frenchêtre

  • Turkisholmak, var olmak


25.

  • Frenchempêcher, entraver

  • Turkishmani olmak, önlemek


26.

  • Frenchse décourager

  • Turkishbedbin olmak, umut kesmek, ümidini kaybetmek


27.


28.


29.

  • Turkishalâmet olmak, delâlet etmek, (lkötüye)


30.

  • Frenchà venir, prochain

  • Turkishgelecek olan, gelen, olmak üzere olan, yaklaşan


31.

  • Frenchappartenir

  • Turkishâit olmak, ilgili olmak, mahsus olmak


  • Turkishuygun olmak, uymak


32.

  • Frenchdevoir

  • Turkish-meli, -malı, lazım olmak, gerek olmak


33.


34.

  • Frenchdégénérer

  • Turkishdejenere olmak, yozlaşmak, bozulmak, soysuzlaşmak


35.

  • Frenchsoutenir

  • Turkishdestek olmak, desteklemek


  • Turkishdestek olmak, desteklemek

  • Frenchqualifierfr


36.

  • Turkishengel olmak, menetmek, yasaklamak


37.

  • Turkishbiçimlenmek, gelişmek, qualifiertr


38.

  • Frenchtomber amoureux (of a man or a person designated by a masculine noun), tomber amoureuse (of a woman or a person designated by a feminine noun), s'amouracher

  • Turkishaşık olmak


39.

  • Turkishbağlantılı olmak, tutarlı olmak, uyuşmak


40.

  • Frenchcéder, succomber (à la tentation)

  • Turkishkendini vermek, teslim olmak, boyun eğmek, yenik düşmek


41.


42.

  • Frenchopposer

  • Turkishkarşı çıkmak, itirazı olmak


43.


44.

  • Frenchposséder

  • Turkishsahip olmak, malik olmak


45.


46.

  • Frencharriver

  • Turkisholmak, gelmek


47.

  • Turkishneden olmak, sebep olmak, yol açmak


48.

  • Frencharriver

  • Turkisholmak, gelmek


49.


50.


51.

  • Frenchsouffrir

  • Turkishhasta olmak, hastalikli, çekmek


  • Frenchsouffrir de, pâtir de

  • Turkishbeter olmak


52.


53.


54.

  • Frenchdevenir, ('get' + is often translated by a reflexive verb in French, get drunk = s'enivrer)

  • Turkisholmak


55.

  • Frenchavoir besoin de

  • Turkishgereksinmek, gereksinim duymak, gereksinimi olmak, ihtiyaç duymak, ihtiyacı olmak, lazım olmak,


  • Frenchêtre obligé de, nécessiter

  • Turkishzorunda olmak, lazım olmak, gerekmek, -meli, -malı


56.

  • Frenchs'adapter

  • Turkishuymak, uyum sağlamak, adapte olmak


57.


58.

  • Frenchdevenir, ('get' + is often translated by a reflexive verb in French, get drunk = s'enivrer)

  • Turkisholmak


59.

  • Frenchdevenir, ('get' + is often translated by a reflexive verb in French, get drunk = s'enivrer)

  • Turkisholmak


60.


61.

  • Frenchrésulter, découler

  • Turkishardından gelmek, doğmak, izlemek, sonradan gelmek, sonucu olmak, takip etmek


62.

  • Frenchse passer

  • Turkisholmak, gerçekleşmek, dönmek


63.

  • Frenchdevenir, ('get' + is often translated by a reflexive verb in French, get drunk = s'enivrer)

  • Turkisholmak





English translator: Turkish French olmak  Eesti sõnaraamat   Español Traductor   Svenska Översättare