прикле́ивать Turkish
3 translations
| Translation | Context | Audio |
|---|---|---|
|
yapıştırmak
common
🇪🇸 Ella va a прикле́ивать las fotos en el álbum.
🇹🇷 O, fotoğrafları albüme yapıştıracak.
🇪🇸 ¿Puedes прикле́ивать esta etiqueta en la caja?
🇹🇷 Bu etiketi kutuya yapıştırabilir misin?
|
everyday use | |
|
tutturmak
common
🇪🇸 Él siempre прикле́ивает sus ideas sin discutir.
🇹🇷 O her zaman fikirlerini tartışmadan tutturur.
🇪🇸 No intentes прикле́ивать la culpa a otros.
🇹🇷 Suçu başkalarına tutturmaya çalışma.
|
informal | |
|
sabitlemek
formal
🇪🇸 El técnico va a прикле́ивать los componentes en la placa.
🇹🇷 Teknisyen, bileşenleri plakaya sabitleyecek.
🇪🇸 Para evitar movimientos, es necesario прикле́ивать la pieza firmemente.
🇹🇷 Hareketleri önlemek için parçayı sıkıca sabitlemek gerekir.
|
technical |